Hifa Medine-i Menevverede güzelliği dillerde dolanan genç ve zengin bir kadındı.Birgün Peygamberimiz'in huzuruna gelip ''Ya Resulallah!bane beni cennete gönderecek bi iş öğret dedi''
Herkesin durumuna ve ihtiyacına göre nasihatlarda bulunan Efendimiz ''bir an önce evlenmeni tavsiye ederim.Böylece dininin diğer yarısını emniyete alırsın''buyurdular.
Hifa Hanım ''Ya Resulallah bana kim denk olabilir?Beni Habeş hükümdarı Necaşi istemişti.Ubeydullah yüz deve ve daha bir çok şey mehir olarak vadetmişti.Ben onuda kabul etmemiştim.Siz kimi münasip görürsenin razıyım!''dedi.O sırada gönlünden Peygamber efendimizin kendisini müminlerin annelerinden kılacağı ümidi geçiyordu.Resulallah kimseyi gücendirmemek için ''Yarın sabah mescide ilk önce gelen kimseyle bu hanımın nikahını kıyacağım !'' buyurdular.
Sabahleyin Resulallah mescide ilk önce gelecek kimseyi bekliyordu.Birden kapıda Hz.Süheyb (r.a) göründü.Son derece güzel ve zengin bir kadın olan Hifa 'nın aksine Süheyp kimsesiz,fakir,siyaha yakın renkli,çelimsiz,görünüşü hoş olmayan bir kimseydi.Resulallah sabah namazından sonra Hifa hatunu çağırdı ve durumu bildirdi.Hifa Allah'ın takdirine ve Allah Resulü'nün tavsiyesine gönül hoşluğuyla razı olsu.Bunun üzerine Resulallah bir hutbe okudu ve ''Ey Suheyb Kalk! Hanımın için çarşıdan bişey al buyurdu!.Süheyb ''Ya Resulallah! Bir dirhem gümüşüm bile yok!' dedi.Hifa Hatun kocasına 10 bin dirhem gümüş hediye ettiğini söyledi.Peygamber Efendimiz Süheb'i pazara gönderdi.Düğün için gerekli alıp dönen Süheb'e ''Ey Süheb! Şimdi hanımının elinden tut ve onu evine götür!'' buyurdular.Süheyb çaresiz boynunu büktü ve ''Ya Resulallah !Benim evim mesciddir,nereye götüreyim?'' dedi.Yüzü güzel olduğu gibi kalbide güzel olan Hifa ''filan yerdeki konağımı sana bağışladım.Kalk!Beni oraya götür!''dedi.
Allah Resulu ikisine de dua etti ve ashab-ı kiramla birlikte bu yeni aileyi yolcu ettiler.Hifa Hatun ve Süheyb yemeklerini hamd ederek tamamladılar.
Yatacakları esnada Hifa Hatun ''Ey Süheyb!Ben sana nimetim sen bana nimetsin.Sen bu nimete şükür için,bende bu nimete sabır tevfikine şükür için gel bu geceyi ibadet ve taatla geçirelim.Sen şükrediciler,bende sabrediciler sevebına kavuşalım.Zira Resulallah 'Cennette yüksek bir çardak vardır.Burada sadece şükeredenler ve sabredenlar bulunur'buyurmuşlardı''dedi.O gece ikiside taat ve ibadetle meşgul oldular.Süheyb ertesi gün mescide geldiğinde Cebrail aleyhisselam geceki hallerini Resulallah 'a çoktan bildirmişti.Resulallah ''Ey Süheyb! Geceki halinizi sen mi anlatırsın,ben mi haber vereyim?''diye sordular.Süheyb ''Ya Resulallah!Siz söyleyiniz' dedi. Peygamber efendimiz olanları ve ibadetlerini anlattı.Sonra da ikisini cennet ve cemal-i İlahi ile müjdeledi.
Süheyb sevincinden o an başını secdeye koydu ve ''Ya Rabbi! Eğer beni mağfiret etmişsen,bir daha günah kirine bulaşmadan ruhumu kabz et''dedi.Allah duasını kabul etti ve secdeden başını kaldırmadan onun canını aldı.Olanları seyredenler şaşırmış,bir kısmı da ağlamaya başlamıştı.Efendimiz ''Size bundan daha garibini haber vereyim mi? Şu an Hifa da ruhunu Hakk'a teslim etti!'buyurdular.
Bu iki aşk,teslimiyet,takva abidesinin cenaze namazını Peygamberimiz bizzat kıldırdı.Ve onları yan yana defnettirdi.Başları ucuna iki tahta koydu;birine ''Bu Allah Teala'nın nimetine şükreden kabirdir'',diğerine de ''Bu Allah'ın nimetine sabreden kabirdir'' yazdırdı.